Objective: To evaluate the relationship between blood pressure changes monitored by 24-hour blood pressure measurements and urinary incontinence in children with enuresis.
Method: The patients aged 5-18 years who received (patient group), and did not receive (control group) the diagnosis of primary monosymptomatic enuresis, and applied between January 01, 2017 and June 1, 2017, to the outpatient clinics of Izmir Tepecik Training and Research Hospital Department of Pediatric Nephrology and Pediatrics constituted the study group. Demographic data, height, body weight, body mass index, family history of chronic illness, and enuresis, drug use, laboratory test results (blood biochemistry and whole blood count) and ambulatory blood pressure monitoring (ABPM) measurements were compared between groups.
Results: Thirty-five (62.5%, Group 1) patients and 21 (37.5%, Group 2) control subjects were included in the study. Demographic properties of the patients were not remarkable. Family history of enuresis was detected in statistically significantly greater number of patients (p=0.001). Any statistically significant difference was not noted when ABPM data of both groups were compared.
Conclusion: Discrepancies in the results of various studies concerning the autonomic system changes in enuretic patients, their reflections on blood pressures, and 24-hour blood pressure profiles, in addition to controversial views of the authors about relationship between decreasing urine output and BP depression have necessitated conduction of further studies with larger group of patients.
Amaç: Enürezisli çocuk hastalarda 24 saatlik kan basıncı ölçümü yapılarak kan basıncı değişikliği ile gece idrar kaçırma arasındaki ilişkinin araştırılması.
Yöntem: Ocak 2017-Haziran 2017 tarihleri arasında Sağlık Bilimleri Üniversitesi İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Nefroloji ve Çocuk Dahiliye polikliniklerine başvuran 5-18 yaş arası primer monosemptomatik enürezis tanısı alan olgular ve benzer yaşda olup sağlıklı çocuk izleminde olan gönüllü hastalar kontrol grubu olarak, etik kurul onayı da alınarak çalışmaya dahil edilmiştir. Hastaların demografik bilgileri, boy, vücut ağırlığı, vücut kitle indeksleri, ailede kronik hastalık ve enürezis öyküsü, ilaç kullanımı, laboratuvar tetkikleri (kan biyokimyası ve tam kan sayımı) ve yaşam içi kan basıncı izlemi (YİKBİ) ölçümleri karşılaştırılmıştır.
Bulgular: Çalışmaya 35 hasta (%62,5, grup 1) ve 21 kontrol grubu (%37,5, grup 2) dahil edildi. Her iki grubun cinsiyet ve vücut kitle indeksleri karşılaştırıldığında, anlamlı bir fark bulunmadı. Ancak yaş (p=0,040), vücut ağırlığı (p=0,042) ve boy (p=0,031) istatistiksel olarak anlamlıydı. Geçmiş öyküsü ve aile öyküsü verileri incelendiğinde, ailede enürezis öyküsü varlığı hasta grubunda istatistiksel olarak anlamlıydı (p=0,001). Her iki grubun ABPM verileri karşılaştırıldığında, istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu.
Sonuç: Sonuç olarak enürezisli hastalarda otonom sistem değişikliklerini ve bunun kan basıncı üzerine yansımalarını tespit etmek amacı ile yapılan bu çalışmada bunu destekleyecek anlamlı veri elde edilememiştir. Daha büyük sayıdaki hasta gruplarında yapılacak çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.